TeknoDesign Forum | Download | Program | Crack | Full
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TeknoDesign Forum | Download | Program | Crack | Full


 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BoystaR
Co Admin
Co Admin
BoystaR


Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü Orange13
<b>Cinsiyet</b> Cinsiyet : Erkek
<b>Mesajlar</b> Mesajlar : 274
<b>Nerden</b> Nerden : Adana
Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü Orange15

Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü   Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü Icon_minitimeSalı Mart 02, 2010 6:31 pm

4WD : Four wheel drive- Dort cekis sistemi

16 V : 16 subapli motor.

1 DIN : 1,12 sae

1 KW : 1,34 ece

1 KW : 1,35 PSdin

A-SÜTUNU : Otomobilin orta gövdesinin önünde yükselen, tavanı taşıyan
sağ ve sol köşede bulunan ve içinde pasif güvenlik unsuru destekleri
olan sütun.

ABAT-VENT : Speedster otomobillerde kullanılan alçak ön cam veya rüzgar kesici çıkıntı.

ABAXIAL : Dingil harici yapı.

ABC (Active Body Control) : Otomobilin yanlara, öne ve geriye doğru
kasılmasını engelleyen Mercedes patentli hidro-elektronik sistem.

ABS (Anti Blocker System) : Sert frenajda veya kaygan zemin üzerinde
tekerleklerin kilitlendiğini sensörler yardımı ile algılayan,
milisaniyeler içinde fren disklerinin tekerleklerin tutunma işlemi
başlayıncaya kadar sıkılıp boşaltılmalarını ve bu sayede sürücünün en
zorlu şartlarda bile direksiyon hakimiyetini korumasını sağlayan
elektronik sistem. Ani frenajlarda cisimden kurtulmaya olanak sağlayan
ABS birçok otomobil markası tarafından standart ve isteğe bağlı olarak
kullanılıyor

AC : Klima

ACC : Adaptive Cruise Control. Trafikteki diger araclarin hizina uyan
ve aradaki mesafeleri duzenleyen sistem. Ozellikle yuk tasima
araclarinin trafik akisini guvenlik acisindan olumsuz etki etmemesini
kolaylastirir. DaimlerChrysler tarafindan gelistirilmis diger sistem de
yanal cizgilere gore mesafe duzenler.

ACEA : Avrupali Otomobil Ureticileri Birligi. En buyuk islevi, motor
yaglari ile ilgili bir norm belirleyerek benzin istasyonlarinda
suruculerin islerini kolaylastirmalari idi.

ADB (Automatische Differantial Bremse) : Standart kilitli diferansiyellerin elektronik devreli bir versiyonu.

ADEZYON : Sıvıların veya madenlerin birbirlerine yapışmasını sağlayan kuvvet.

AERODİNAMİK : Hava akimi bilimidir. Otomobiller icin cok onemlidir,
cunku dusuk ruzgar direnci ile yakit tuketimi de duser.En iyi direnc
degeri otomobiller icin cw=0,26 iken arazi araclarinin kotu
aerodinamigi ile 0,45'e dek cikabilir.

AFS (Active Fahrwerks Stabilierung) : Temel olarak ABC ile aynı işlevi görür. Sistem Citroen Xantia Activa'da kullanılmaktadır.

AIRBAG (Hava Yastığı) : Hava yastığı çarpışmalara karşı yolcuyu koruma
derecesi son derece yüksek olan bir ek koruma sistemidir. Hava yastığı
bir çarpışma sırasında algılayıcılardan gelen uyarı sonunda şişerek,
çarpışma yönünde yolcuyu karşılayan koruyucu bir kalkan oluşturur.

AKS : Üzerinde bir veya daha fazla tekerleğin döndüğü otomobil eksenine dik bir mildir.

AQUA PLANNING : Su birikintilerinden geçerken lastiklerin profilinden
suyun kenara çıkamamasından kaynaklanan aracın lastiklerinin yerle ile
temasının kalmaması sonucunda suya girdiği yönde veya tam olarak
savrularak hareket etmesi.

AKSELERASYON : Otomobilin hızlanması.

AKTARMA ORGANLARI : Motor gücünü tekerleklere aktaran organlardır. Pek
çok parçadan oluşur ve motor gücünü tekerleklere şanzıman üzerinden
aktarır.

AKTİF GERGİLİ EMNİYET KEMERİ : Carpisma aninda cok hizli sekilde kemer gerilerek yolcuyu tepki hareketinden korur.

AKTİF GÜVENLİK : Otomobilde güvenligi arttiran elemanlarin tümü. ABS,
ESP, lastikler, aracyn aerodinamik yapysy, frenler, yol tutusu gibi...

AKÜMÜLATÖR : Akümülatörler elektrik enerjisini kimyasal enerji halinde
depo ederek, devrelerine elektrikli alıcılar bağlandığı zaman bu
kimyasal enerjiyi tekrar elektrik enerjisine çeviren araçlardır.

ALB (Anti Lock Brakes) : ABS'nin ilk ve basit şekli. Kızaklayan tekerlekleri hızlı ritimde bırakıp tekrar tutan fren sistemi.

ALT ÖLÜ NOKTA : Pistonun silindir içinde inebildiği en alt noktada, yön
değiştirmek için bir an durakladığı yerdir. Kısaca A.Ö.N. olarak
belirtilir

ALTERNATÖR : Şarj dinamolarının aksine dalgalı (alternatif) akım meydana getiren araçlardır

AMORTİSÖR : Ani yaylanmaları ve yay salınımlarının devam etmesini önleyen parçalardır.

AMPERMETRE : Aküye girip çıkan akım miktarını ölçen ve gösterge tablosunda bulunan bir ölçü aleti.

ANA YATAKLAR : Ana yataklar, motorda krank milini taşıyan yataklardır.

ANTİFİRİZ : % 50 glycol + % 50 su karışımı bir sıvıdır. Soğutma
sisteminde bulunan radyatör içindeki su, soğuk havalarda donarak
genleşebilir ve soğutma sistemine zarar verebilir. Radyatörde bulunan
suya ilave edilen antifriz suyun donmasını engeller. Antifriz ayrıca
radyatörü ve soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da
kullanılır.

ASC+T (Automatische Stabilitäts Control+Traktion) : BMW'de kullanılan
elektronik çekiş kontrol sistemi olup, sürekli arka tekerleklerin
durumunu gözlemleyerek bir kayma olup olmadığını denetler. Arka
tekerleklerde bir kayma olursa ASC+T devreye girip frenleri ve motoru
kontrol ederek otomobilin yolda kalmasını sağlar.

ASR : Anti-Schlupf-Regelung(Anti patinaj kontrolu) Cekis saglayan
tekerlerin bosa donmesini engeller ve surus stabilitesini yukseltir.
Iki yolla olur; elektronik olarak motor gucu azaltilir ve/veya donen
teker frenlenir. ASR, Mercedes tarafindan kullanilan kisaltmadir.
Traction Control, farkli ureticiler tarafindan ffarkli sekilde
kullanilir; ETC, TC veya TCS gibi.

ATIK GAZ : Egzosttan cikan cesitli gazlardir. KImyasal aritma icin katalizator kullanilir.

ATIK GAZ NORMU : Araclarin cevreye ne kadar gaz verebileceklerini
belirler. 1.1.2000'den itibaren Avrupa'da Euro3; 1.1.2005 ve 2006'da
ise Euro4 normlari gecerli.

ATALET : Bir cismin herhangi bir hareket yönüne veya hız değişikliğine karşı gösterdiği dirençtir.

ATEŞLEME AVANSI : Silindirde sıkıştırılan yakıt-hava karışımının
ateşlendikten sonra tamamen tutuşabilmesi için gereken süredir.

ATEŞLEME BOBİNİ : Ateşleme sisteminde transformatör gibi görev yaparak
batarya voltajını binlerce voltaja yükseltir. Bu yüksek voltaj bujinin
tırnakları arasında kıvılcım meydana getirir.

ATEŞLEME NOKTASI : Motorinin sıkıştırılma sonucunda silindir
kafasındaki sıcak gazların içine püskürtüldüğü anda kendiliğinden ve
hemen ateş alma sıcaklık noktasına ateşleme noktası denir.

ATEŞLEME SIÇRAMASI : Yanlış bujinin karışımı tutuşturmasına ateşleme
sıçraması denir. Ateşleme sıçraması genellikle buji veya distribütör
kapağının ya da tevzi makarasının hatalı oluşundan meydana gelir.

ATEŞELEME SIRASI : Motor silindirlerinin ateşlenme sırası veya silindirlerde güç zamanının meydana geliş sırasıdır.

ATEŞLEME SİSTEMİ : Silindirlerde sıkışan hava-yakıt karışımının
yakılabilmesi için bujilere yüksek voltajlı kıvılcım sağlayan sistem.
Batarya, ateşleme bobini, distribütör, kontak anahtarı, kablolar ve
bujiler bu sistemin parçalarıdır.

ATMOSFERİK BASINÇ : Dış hava ağırlığının aşağıya doğru basma kuvvetine atmosferik basınç denir.

ATF : Otomatik sanziman yagi. Hidrolik direksiyonda da kullanilir.

AWD : Dort ceker otomobillerinin kullandigi kisaltmadir.

AWS (All Wheel Steering) : Direksiyonun dört tekerleği birden yönlendirebildiği sistem.

AUTODIMMING : Dikiz aynalarında kullanılan duyarlı aynanın ışığı daha yoğun kırarak, kararması.


CAN (Controller Area Network) : Araç içindeki merkezi kontrol ünitesi
ile çevre kontrol ünitelei arasındaki bilgi iletişimini sağlayan veri
iletişim ağı. Merkezi kontrol ünitesi genelde motor kontrol ünitesi
olup çevre kontrol üniteleri havayastıkları, ABS, klima sistemleridir.

CABRIO : Bir karasör tipi olan cabrio, 2+2 oturma düzenine sahip ve üstü açılabilen otomobilleri tanımlamak için kullanılır.

CBC (Cornering Brake Control) : Açılımı Viraj Kontrolü olan CBC,
aslında BMW'nin birçok otomobilde kullandığı ve ESP ile birlikte
faliyet gösteren aktif güvenlik sisteminin adıdır. CBC, yani viraj fren
kontrolünün görevi viraj içinde yapılan frenlerde aracın stabilitesinin
bozulmasını engellemektir. Viraj içindeki ve dışındaki tekerleklerin
dönüş hızları farklı olduğu gibi uygulanması gereken fren basıncı da
farklıdır. CBC sistemindeki sensörler tekerleklerin farklı dönüş
hızlarını algılıyor ve her tekerleğe uygulanması gereken fren basıncını
belirliyor.

CDI : Daimler-Chrysler firmasının Mercedes marka dizel araçları için
kullandığı "Common Rail Diesel Injection System"'in kısaltması.

COUPE : A ve C sütunları arasında metal tavana sahip 2+2 ya da kimi
durumlarda dah fazla kişiye oturma alanı sunan karoser tipi.

CET SAYISI : Dizel yakitin yanma istegidir. Bugunku dizel motorlar 50 civarindadir.

CRS (Common Rail Sistemi) : Common Rail, dizel motorlar için üretilmiş
olan yüksek basınçlı bir püskürtme sistemidir. Bu sistemi diğerlerinden
farklılaştıran esas unsur, basınç oluşturma işlemi ile püskürtme
işleminin birbirinden ayrılmış olması. Motor tarafından direkt olarak
tahrik edilen ve kesintisiz olarak çalışan bu yüksek basınç pompası,
basınç haznesinde 1400 bar'a kadar istenen basıncı oluşturuyor. Yakıt,
bu basınçla çalışan hızlı tetiklemeli solenoid subaplı enjektörler
üzerinden doğrudan yanma odasına püskürtülüyor. Sistem, bu avantajı
sayesinde, çok çeşitli motor tasarımlarına uygulanabiliyor ve kademeli
ön püskürtme, dizel motorların daha sessiz çalışmasını sağlıyor.

CONTA : Mekanik aksamların birleşme noktalarında sızdırmazlık ve
geçirmezlik sağlamak amacıyla, üniteler arasına koyular parçalardır.
Contalar mantardan, madeni levhalardan ve çeşitli meteryallerden
üretilir.

CO : Karbonmonoksit'in kimyasal kisaltmasidir. Motorda tam yanma olmamasi durumunda bu zararli gaz olusur.

CRUISE CONTROL : Hiz sabitliyici sistem.

CVT (Constantly Variable Transmission) : Değişken Oranlı Şanzıman -
1950'li yıllarda Hollandalı Van Doorne tarafından geliştirilen sistem,
metal bir kayışın, iç yüzeyleri konik bir çift kasnak arasında çalışma
prensibine dayanıyor. Aslında mopedlerdeki aktarma sistemiyle aynı
prensibe sahip CVT'de herhangi bir dişli olmadığı için sürekli değişken
oranlı şanzıman olarak adlandırılıyor. CVT şanzımanlarda sadece bir
başlangıç ve bitiş oranı bulunuyor. Motor devri ve hıza bağlı olarak
aktarma oranı, bu iki oran arasında sürekli değişiyor.

CVVT (Değişken zamanlı Supap Teknolojisi) : Volvo, Kia ve Hyundai
tarafından adlandırılan sürekli değişken supap zamanlama sistemi CVVT
(Continuously Variable Valve Timing), aslında başka firmalar tarafından
da başka isimler ve kısaltmalarla kullanılan oldukça yaygın bir motor
kontrol sistemidir. Motorun her iki eksantriğine de uygulanan sistem,
supapların açılma zamanlarını motorun hızı ve yüküne göre değiştirerek
daha etkili ve yüksek performans, düşük egzoz gaz emisyon değerleri
sağlamayı amaçlıyor.

CW : Sürtünme katsayisi.Otomobilin rüzgara karsy direnci.

ÇAPRAZ ÇİFT KARDAN MAFSALI : Bu mafsallar esas olarak birbirleri ile 90
derecelik açı yapacak şekilde bir istavrozla tutturulan ve ana şafta
bitişik olan iki kelepçeden meydana gelmiştir. Çapraz mafsalın yağlama
işlemi mafsalın yapımına bağlıdır.

ÇARPMALI YAĞLAMA SİSTEMİ : Çarpmalı yağlama sistemi, yağ pompasının
karterdeki motor yağını yağ çanağına basarak, çanağı daima dolu
bulundurması şeklinde çalışır.

ÇEVRİM : Bir motorda iş elde etmek için tekrarlanmadan meydana gelen
olayların toplamına bir çevrim denir. Dört zamanlı motorlarda bir
çevrimin tamamlanabilmesi için pistonun dört hareketine (krnak milinin
iki tam devir yapmasına) gerek vardır. Dört zamanlı motorlarda bir
çevrim, krank milinin 720 derecelik dönüşü ile tamamlanır.

ÇİFT SALINCAKLI SÜSPANSİYON : Bilinen en eski süspansiyon sistemidir.
Salıncaklı sistem, bağlı olduğu tekerleğe ideal sıkışma ve açılma
olanağı vermekte ve kamber de yaylanmanın bu hareketinden çok az
etkilenmektedir. Böylelikle gövdenin maksimum derecede yana yatması
durumunda dahi dışarıda kalan tekerleğin yola dik bir açı ile basması
sağlanır.

ÇOK AMAÇLI GRESLER : Lityum sabunlu greslerdir. Orta kıvamda, suya
dayanıklı olduğundan aracın her yerinde kullanılabilir özelliğe
sahiptir.

ÇOK LEVHALI KAVRAMA : Bir tür debriyaj kavrama şeklidir. Bu tür
debriyajda, değişik işleten ve işleyen diskler kullanılmaktadır. Önemli
olan her işleten diskin uygun yük miktarını işleyen disklere aktarması
ve bütün işleyen disklerin dönüşlerine aksettirmesidir. Bu tür
debriyaj, binek otomobilerin mekanik vites mekanizmalarında
görülmemekle beraber otomatik vites mekanızmalarında ana unsuru
oluştururlar.

ÇİFT ATEŞLEME : Silindir basina iki buji; hava yakit karisiminin daha
iyi yanmasini saglar. Ayrica silindirdeki yanma mesafesini azaltarak
sikistirmayi arttirir. Alfa romeo( Twin Spark) ve Mercedes bu sistemi
kullanir.

D4 : Toyota'nın 4 silindirli benzin motorları için kullandığı kısaltma

D4D : Toyota'nın 4 silindirli dizel motorları için kullandığı kısaltma.

DATENBUS : Tum elektronik bilesenler birbirine baglanir. Dijital
komutlar tek bir merkezden verilir. Mercedes CL'de uc adet bulunur. En
hizlisi olan isik dalgasi ile 5.65 Megabaud'luk iletim mumkundur.

DE DION SİSTEMİ : De Dion sistemi sabit aks ile bağımsız süspansiyonun
karmaşık bir birleşimidir. Sabit bir aks borusu tekerlekleri birbiine
bağlar. Aynı zamanda dingil genişliği ile kanmber açısında meydana
gelen değişiklikleri de kontrol eder. Yarım şaftlar, diferansiyel ve
ana şaft ayrıca askıya alındığından, askılanmamış kütleler daha az
olacağı için bu durum konforu arttırır.

DETENASYON : Karışımın buji tarafından ateşlenmesinden sonra yanmanın düzensiz olarak gerçekleşmesine detenasyon denir.

DEBRİYAJ : Manuel şanzımanı, otomatik şanzımanlardan ayıran en belirgin
özellik debriyajdır. Debriyaj, motor ve manuel şanzıman arasında gücün
iletilmesini sağlayan ayrılabilir bir bağlantıdır. Her şeyden önce
debriyaj, çalışır halde olan motordan gelen torku başlangıçta statik
halde duran şanzımanın ana şaftına kademeli olarak ileterek ilk
hareketi sağlar. Aynı zamanda vitesler değiştirildiğinde güç akışının
kesilmesi gerektiğinden debriyaj bu aşamada da gereklidir.

DEFLEKTÖR : Binek otomobillerde tekerleklerin çevresine, büyük tonajlı
yük taşıyıcılarındaysa sürücü kabininin üstüne ve aerodinamiyi
geliştirmesi açısında kapıların üst bölümlerine yerleştirilen plastik
ya da metal parçalara deflektör adı verilir. Rüzgar direncini azaltan
bu parçalar, hava akımını düzenlenmesine yardımcı olurlar.

DEĞİŞKEN SUPAP ZAMANLAMASI : Değişken supap zamanlaması, motor işletim
sisteminin hangi devire göre hangi supap zamanlamasının kullanılacağını
belirlemesi ve her devirde en verimli çalışmayı sağlamasıdır.

DEĞİŞKEN GEOMETRİLİ TURBO : Daha çok tercih edilen türbin geometrisi ya
da değişken geometrili turbo (VTG) sisteminde egzoz manifoldundan gelen
hava, salyangoz adı verilen gövde içerisindeki kanatçılarla pervanenin
merkezine yönlendiriliyor. Salyangozda bulunan kanatçıklar motorun
işletim sisteminden aldığı emir doğrultusunda yukarı veya aşağı hareket
ediyor. Böylece alt devirlerde az miktardaki havanın, pervanenin
dönüşünü hızlandırmasını ve düşük devirlerden itibaren turbonun güç ve
tork üretmesini sağlıyor. Bu sistem su değirmenlerinde yaz aylarında su
yolunu daraltarak çarkın daha yüksek basınçla çevrilmesine benziyor.
Böylece kompresör sistemi gibi turbonun düşük devirlerde verimli olması
hedefleniyor.

DI : Dizel ve benzinli motorlarda direkt enjeksiyon. Takit, direct
olarak en iyi sekilde yanacagi yanma odasina gonderilir. Dizeldeki
problem sert yanma sesi idi, Audi; mukemmel bir hava-yakit karisimi ile
bunu azaltmayi basardi.

DİFERANSİYEL : Bir akstaki iki teker arasindaki devir dengesini saglar.
Ozellikle virajlarda sol ve sag tekerler farklilik gosterdigi icin
gereklidir.

DİFERANSİYEL KİLİDİ : Cekis saglayan tekerlerden birinin bosa donmesini
onler ve daha iyi bir yol tutus saglar. En popüler olanı merkezi
diferansiyel kilididir. Böylece tek tekerlekte çekiş kaybı olduğunda
aracın ön veya arkadaki iki tekerleğinin çekişe devam etmesi
sağlanmaktadır.

DIN : (Deutsches Institut für normung)- Tüm ölçümlerde kullanilan Alman endüstri normu, 1 DIN= 1.12 SAE

DİNAMO : Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek lambaları
yakan, aküyü şarj eden ve ateşleme sistemini çalıştıran bir elektrik
sistemi parçasıdır.

DİNAMOMETRE : Dinamometre, motorun çıkış gücünü ölçen bir alettir.

DİNGİL MESAFESİ : Dingil mesafesi, ön tekerleklerin merkezi ile arka tekerleklerin merkezi arasındaki uzaklıktır.

DİOD : Transistörlü ateşleme sisteminde kullanılan parçalardır.
Diodlar, bir voltaj rölesi gibi görev yaparak, transistörü aşırı
voltajın etkisinden korurlar.

DİREKSİYON : Bir aracı istenilen tarafa yönlendirmek için ön tekerleklerin istikametini sağa veya sola değiştiren mekanizma.

DİREKSİYON DİŞLİLERİ : Direksiyon simidinin dönme hareketini doğrusal
harekete çevirerek aracın ön tekerleklerine ileten, direksiyon milinin
ucuna yerleştirilmiş olan dişlilerdir.

DİREKSİYON SİMİDİ : Aracı istenilen yöne çevirmeye yarayan, direksiyon
milinin ucunda bulunan çember formunda olan bir parçadır.

DİSK BALATA : Disk balatalar, kaliperin içinde karşılıklı olarak yer
alan ve frene basıldığı anda fren diskini iki yandan sıkıştırarak
aracın yavaşlamasını veya durmasını sağlayan fren sistemi parçalarıdır.
Bu süreçte aracın kinetik enerjisi, balata ve fren diski üzerinde ısı
enerjisine dönüşür. Disk balata ve fren diski çok yüksek sıcaklıklara
maruz kalırken, aynı zamanda sürtünmeden dolayı parça yüzeylerinde
aşınmalar meydana gelir. Belirli bir kullanımdan sonra incelmeye
başlayan disk balatalar yüzünden aracın frenleme performansı düşer. Bu
nedenle belirli periyotlarda disk balataları yenileri ile değiştirmek
gerekir. Balata değişimi mutlaka her iki tekerlekte de aynı zamanda
yapılmalı ve daima kaliteli disk balatalar tercih edilmelidir.

DİSPERSAN KATKILAR : Bu katıklar, deterjan sayesinde motorun içinde
çözülen pisliklerin etrafını sararak bunların, ateşleme odasına, supap
odalarına, yağ kanallarına, filtre elemanlarına ve motor çeperine
yapışmasını önler. Çok küçük parçalar halinde pisliğin yağ bünyesinde
askıda kalması özelliği dispersan katığı sayesinde sağlanır.

DİSTRİBÜTÖR : Yüksek voltajlı akımı, motorun ateşleme sırasına göre bujilere dağıtan bir elektrik sistemi cihazıdır.

DİSTRİBÜTÖR KAPAĞI : Genellikle bakalitten imal edilen bir kapaktır.
Kapak içinde, ateşleme bobininden gelen yüksek voltajın bujilere
iletilebilmesi için motor silindir sayısı kadar eşit aralıklı madeni
uçlar bulunmaktadır.

DİSTRİBÜTÖR TABLASI : Platin takımı ve kondansatörü üzerinde taşır.
Mekanik avanslı distibütörde sabit olarak gövdeye bağlanmıştır.

DISTRONIC : Mercedes Benz'in mesafe takip radarlı akıllı hız sistemine
verdiği isim. Elektronik takip sistemi. Sistem öndeki araçla olan
mesafe tehlikeli sekilde azalinca motor gücünü azaltiyor yada fren
yaparak aracı yavaşlatıyor.

DİŞLİ BOŞLUĞU : Birbirini döndüren iki dişlinin arasındaki boşluk.

DİŞLİ ORANI : Birbirini döndüren iki dişlinin veya milin dönme oranları.

DİŞLİLER : Bir milden diğerine dönme hareketini ileten, güç aktarımında kullanılan parçalardır.

DİŞLİ YAĞLARI : Hassas olarak işlenmiş dişli yüzeylerinde kullanılan
yağlardır. Bu tür dişli yüzeylerinde korozyona ve yağın kalınlaşmasına
neden olacak maddelerin meydana gelmememsi için dişli yağlarının
stabiliteye sahip olmaları gerekmektedir.

DİYAGRAM VERİMİ : Endikatör diyagramından ölçülen işin, teorik çevrim diyagramından ölçülen iş oranına diyagram verimi denir.

DİZEL ÇEVRİMİ : Dizel motorlarda, havanın silindire emilerek
sıkıştırılmasının ardından motorin pükürtülür. Sıkıştırılan havanın
sıcaklığı ile motorinini tutuşması sağlanır. Dizel motorlarda bu
şekilde gerçekleşen çalışma düzenine dizel çevrimi denir.

DONMA NOKTASI (YAKIT) : Yakıtın katılaştığı veya donduğu sıcaklık derecesine donma noktası denir.

DOT : Amerikan Taşımacılık Departmanının (US Departmant of
Tarnsportation) fren hidrolik yağları için belirlemiş olduğu
standartların kodu. Piyasada DOT3, DOT4, DOT5 olmak üzere üç çeşit
hidrolik yağı satılmaktadır. Dot değeri arttıkça fren hidrolik yağının
kaynama noktası yükselir ve ürünün kalitesi artar.

DOHC (Double Over Head Camshaft) : Üstten çift egsantrikli motor.

DÖNER PİSTONLU MOTOR (ROTARY-WANKEL MOTOR) : 1954 senesinde Felix
Wankel tarafından geliştirilmiş bir motor türüdür. Bu motorda silindir
geometrik elips biçimi şeklindedir. Bu motorun çalışma prensibi kısaca,
yakıt odasına sahip blok içinde üçgen şeklinde bir döner pistonun
dönerek, silindir içinde değişik yakıt hacimleri ve sıkıştırma oranları
meydana getirmesidir. Günümüzde ağırlıklı olarak sadece Mazda
tarafından devam ettirilen, geliştirilen ve uygulamaya konulan bu motor
teknolojisi, Avrupa'da piyasadan kalkan RX-7'nin yerini alan RX-8'de
kullanılıyor.

DÖRTLÜ KARBÜRATÖR : Dört boğazlı karbüratöre dörtlü karbüratör denir.

DÖRT ZAMANLI MOTOR : Dört zamanlı Otto motoru prensiplerine göre
geliştirilmiş olan dört zamanlı çalışma sistemi olan motorlardır. Bu
dört zamanı emme, sıkıştırma, iş (güç, yanma, genişleme) ve egzoz
olarak sıralanır.

DSC : Elektronik Stabilite Proğramı ESP'nin BMW'deki adı. sistemidir.

DSP (Dynamic Shift program) : Sürücünün kullanim tarzina göre vites
degisimini hizli yada konforlu yapan akilli otomatik sanziman.

DSTC : Volvo'nun ESP ve ASR ile birlikte çalışan Dynamic Stability and
Traction Control yani Dinamik Stabilite ve Çekiş Kontrol Sistemine
verdiği ad.

DUMMY : Çarpışma testlerinde otomobilde oturan, insan vucuduna benzeyen
ve üzerinde birçok sensör bulunan plastik makete verilen isimdir.
Gerçek çaprışmalarda insan vücudunda oluşabilecek yaralanma riskinin
hesaplanmasına olanak verir.

EBD-EBV : Elektronik fren gücü dagiticisi.

ECE : Economic Commission for Europe

ECOTEC : Opel’in ekonomi, ekoloji ve teknoloji anlamina gelen motoru.

EDC : Electronic Diesel Control: Enjeksiyonlu dizellerin elektronik kontrol sistemidir.

EDLS : Elektronik Diferansiyel Kilidi.

E-gaz : Gaz pedali ve motor arasindaki elektronik baglanti.

EHB : Daha gelisim asamasinda olan elektrohidrolik fren sistemi.

EMV : Arac elektroniginin elektro-manyetik alanlardaki davranisi. Yuksek gerilim alanlarindaki gercek davranis test edilir.

EPS (Elektro Power Steering) : Elektrik motorlu hidrolik direksiyon sistemi.

EON : Enhanced Other Network: oto-radyoda diger vericilerden alinan trafik bilgiler verilir.

ESP (Electronic Stability Program) : Elektronik savrulma önleyici
sistem. Temel prensip, fren sisteminin aracın yönlendirilmesi amacıyla
kullanılması üzerine kurulmuştur. Frenleme esnasında tekerleklerin
kilitlenmesini önleyen Anti Blokaj Sistemi (ABS) ve kaygan zeminde
aracın patinaj yapmasını engellyen Antipatinaj sistemi (TCS), ESP'nin
belkemiğini oluşturan sistemlerdir. ESP paketi içinde yer alan
direksiyona bağlı bir sensör, direksiyonun dönüş açısı ile aracın gidiş
yönü arasındaki tutarlılığı kontrol eder. Eğer arada bir sapma
bulunuyorsa ESP derhal devreye girerek öncelikle tekerleklere aktarılan
motor gücünü azaltır. Bu şekilde araç kontrol altına alınamadığı
taktirde ESP, aracı gidilmek istenen yönde tutmak için tekerlekleri
birbirinden bağımsız olarak frenlemeye başlar ve bu süreç araç kontrol
altında tutlacak duruma gelene kadar devam eder.

ETC : Elektronik Traksiyon Kontrolu

ETS : Elektronik Stabilite Sistemi. ASR ile iliskilidir

EURO NCAP : European New Car Assessment Programme kelimelerinin
kısaltılması olan Euro NCAP, 1997 yılında kurulmuş olan, Avrupa'da
üretilen birçok aracın çarpışma testlerini gerçekleştiren ve test
sonuçlarına göre her araç için şu anda 5 yıldız üzerinden puanlama
yapan bir kuruluştur.

FACE LIFT : Aracın dış görünüşünde yapılan tasarım rötuşu, makyaj.
FADING : Frenlemede fren balatalarının ısınması sonucu, fren
mesafesinin uzamasına yol açan durum. Fren pedalına uygulanan basıncın
artması ve fren pedal yolunun uzaması "fading"in yol açtığı öteki
sorunlar arasında sayılabilir.
FAN : Bir motorda yakılan yakıtın ortalama yüzde 70'i ısıya çevrilir.
Ortaya çıkan sıcaklığı düşürme görevi ise su soğutma sistemiyle
birlikte fanın görevidir. Su soğutma sisteminin kullanıldığı modern
araçlarda su, motorun sıcaklığını absorbe eder ve bu arada suyun
kendisi de ısınır. Isınan suyun soğutulması görevi ise aracın en
önündeki radyatör ve fanın görevidir. Isı belirli bir derecenin üstüne
çıktığında elektronik beyin ya da termostat fanın çalışmasını sağlar,
fan da radyatörden geçerken ısınan sudan transfer olan sıcaklığı
dışarıya üfler.
FAR YIKAMA SİSTEMİ : Far yıkama sistemi, farların ön kısmına
yerleştirilmiş su püskürtme memeleri sayesinde, çamurlu ve karlı
havalarda suyu far camına püskürtüp camı temizleyerek sürücüye daha iyi
görüş sağlar. Kimi modellerde far silecekleriyle de desteklenen bu
sistemin ayrı bir su kabı ve elektrik motoru bulunabilir.
FREN ANA MERKEZ : Fren ana merkezi, araç sürücüsünün fren pedalı
yardımıyla servo frene ve servo frende şiddeti yükseltilen mekanik
kuvveti, hidrolik fren basıncına dönüştürerek, ana merkezin üzerindeki
rezarvuarda bulunan fren hidrolik yağını, tekerleklerdeki sıkıştırma
elemanlarına aktarır.
FİLAMAN : Ampul içerisinde bulunan ve elektrik verildiğide ısınarak ışık saçan tele filaman denir.
FIS : Surucu enformasyon display, eski adi yol bilgisayari. Geride
birakilan mesafe, ortalama hiz, genel tuketim, dis sicaklik gibi ilginc
veriler goruluyor.
FLOATING CAR DATA : Hareket eden araclarin gonderdigi veriler, telematik hesaplarina katilir.
FPS : Yangin önleme sistemi
FREN BORUSU : Fren boruları, fren hidrolik yağını ana merkezden alıp
tekerleklerde yer alan fren elemanlarına aktarma görevini sağlayan
parçalardır. Boru iç çapı genellikle 2.5 mm olup, dış çapı ise 4.5
mm'dir. Çelikten üretilen fren boruları çoğu zaman paslanmaya karşı
plastik bir katmanla kaplanır.
FREN DİSKİ : Fren diski, araçların genellikle ön tekerlerine monte
edilen ve disk yardımıyla frenleme esnasında sıkıştırılarak aracın
yavaşlamasını veya durmasını sağlayan parçadır. Fren diskleri, günlük
kullanım için dökme demir veya çelikten üretilir. Frenleme esnasında
çok yüksek sıcaklılara maruz kalmaları nedeni ile diskin hızlı bir
şekilde soğutulması büyük önem taşır.
FREN DİSKİ SİLME SİSTEMİ : Şiddetli yağmur yağdığında fren diskleri
ince bir nem tabakası ile kaplanır. "Brake Disk Wiping", yani fren
diski sile sistemi, bu durumda fren balatalarını belli aralıklarla çok
kısa bir süreyle hafifçe disklere bastırmak suretiyle suyu tahliye edip
gerektiğinde daha hızlı bir fren tepkisi almayı sağlar.
FREN GÜÇ DAĞILIMI : Tekerleklere aktarılan frenleme gücünün dağılımına
fren güç dağılı denir. Araçlarda ön tekerleklere, arka tekerleklere
kıyasla daha fazla frenleme gücü aktarılır.
FREN KALİPERİ : Disk balataların oturduğu döküm parçadır. Ana merkezden
gelen hidrolik basıncın içinde bulunan hareketli pistonu itmesi
sayesinde disk balatalarını sıkma sureti ile aracın yavaşlaması veya
durması sağlanır. Aynı şekilde fren pedalı serbest bırakıldığında da
otomatik olarak balatalar dikten ayrılır.
FREN SİSTEMİ : Aracın yavaşlaması veya durması için kullanılan
sistemlerdir. Fren pedalına basıldığı zaman, araç sürücüsünün
uyguladığı güç, servo fren yardımıyla arttırılarak fren ana merkeze
aktarılır. Ana merkez üzerindeki rezervuarda bulunan fren hidrolik
yağı, ana merkez üzerinden tekerleklee yakın olarak konumlandırılmış
kaliperlere veya tekerlek silindirlerine akar. Bu sayede disk balatalar
veya balatalı pabuçlar, tekerleklere monte edilmiş olan diskleri veya
kampanaları sıkıştırarak aracın fren yapmasını sağlar.
FREN TAMBURU (KAMPANA) : Fren tamburu, kampanalı fren sistemi
kullanılan araçlarda bulunur. Tekerlek ile direkt olarak bağlantılı
olup, frenleme esnasında balatalı pabuçların sıkıştırması sonucunda
aracın yavaşlamasını ve durmasını sağlar.
FREN TABLASI : Fren tablası, kampanalı fren sisteminde balatalı pabuç,
teker silindiri, levye ve bağlantı yaylarının oluşturduğu platformdur.
FREN TEKER SİLİNDİRİ : Fren teker silindiri, kampanalı (tamburlu) fren
sistemlerinde balatalı pabuçların kampanayı sıkıştırarak aracın
frenlemesini sağlar.
FSI : Volkswagen grubu araçlarında kullanılan direkt benzin
enjeksiyonlu motorları ifade eden teknoloji olan FSI'ın en büyük
avantajı aynı hacimdeki başka bir motorla karşılaştırıldığında daha az
yakıt tüketimiyle daha fazla güç sunabilmesidir.

GAZ JENERATÖRÜ : Hava yastiklarini saniyenin ondalik dilimleri içinde şişiren araçtir.
GAZ KELEBEĞİ : Karbüratör karışım boğazının alt kısmında bulunan
yuvarlak bir disk. Ekseni etrafında dönerek silindirlere giden karışım
miktarını arttırır veya azaltır.
GDI : Mitsubishi’nin “Direkt Enjeksiyonlu benzinli” motoru
GPS : Global Positioning System (Küresel Yer Belirleme Sistemi)
kelimelerinin kısaltılmışı olan GPS, özellikle donanımında yer harita
yardımı olan araçlarda kullanılmaktadır. Uydudan aracın dünyada o an
bulunduğu yeri tespit eden GPS sistemli araç içi bilgisayar, buna göre
araçta yüklü olan haritadan sürücüyü gitmek istediği yere yönlendirir.
GRIP : Yol tutuş'un ingilizcesi.
GT : İtalyanca Gran Turismo (Büyük Tur) kelşmelerinin kısaltılmışı olan
GT, esas olarak sedan karoserde sportif özellikler barındıran araçlar
için kullanılan bir terimdir.

HALDEX : Esas olarak fren ve süspansiyon sistemleriyle bilinen bir
kuruluş olan Haldex, aynı zamanda dört tekerlekten çekiş ve hidrolik
sistemleri de üretmektedir. Havalı fren ve süspansiyon sistemlerinde
uzmanlaşmış olan Haldex, İsveç kökenli bir yan sanayi kuruluşudur.
HARDTOP : Metal tavanlı, B sütunu olmayan potomobillere verilen ad.
Hardtop özellikli bir otomobil tavanının çıkarılabilmesi ya da içeri
katlanabilmesi sayesinde cabrio görünümüne kavuşabilir.
HATCHBACK : Bagaj kısmı arka camla birleşik olan ve üzerinde stop lambalarını da barındıran otomobil tasarımı.
HAVA DEBİMETRESİ : Air Flow Meter: Hava debimetresinin içerisinde, hava
akımının şiddetine göre hareket eden bir kapak bulunmaktadır. Bu kapağa
bağlı bir potansiyometre, kapağın hareketine göre değişen elektrik
akımını beyine iletir. Beyin, elde edilen verilere göre gerekli yakıt
miktarının püskürtülmesini sağlar.
HAVA FİLTRESİ : Hava filtresi,motorun emdiği havanın içerisindeki toz
partiküllerini süzerek motorun aşınmasını engeller. Kağıt kartuştan
oluşan hava filtresi, süzem görevinin yanısıra emilen havanın
sıcaklığının düzenlenmesi ve aynı zamanda emiş gürültüsünün de
azaltılmasına yardımcı olur.
HAVA KANALCIKLI FREN DİSKİ : Fren diskleri frenleme esnasında çok
yüksek derecede sıcaklıklara kadar ısınırlar. Özellikle performansı
yüksek olan araçlarda kullanılan fren disklerinde bulunan hava
kanalcıkları yüzeyin daha büyümesini ve kanalcıkların içinden hava
akışını sağlayarak, diskin daha çabuk soğumasına olanak verirler.
HAVA KÜTLE ÖLÇER : Hava kütle ölçer, hava filteri ile manifold kelebeği
arasında bulunur ve emilen havanın kütlesini ölçer. Platin telli ve
platin filmli olmak üzere iki tip kütle ölçer vardır ve bunlar aynı
prensibe göre çalışmaktadır. Bir sıcaklık sensörüne bağlanmış
elektrikle ısıtılan ince tel veya film, debimetreden geçen havanın
etkisiyle soğumaya başlar. Sıcaklık sensörü vasıtası ile havanın
soğutma derecesi ölçülür ve bu veriler beyine gönderilir. Ölçülen
havanın kütlesine göre beyin, gerekli yakıt miktarının enjektörleren
silindire gönderilmesini sağlar.
HAVA YASTIĞI : Pasif güvenlik sistemi elemanlarından olan hava yastığı,
belirli hız üzerinde gerçekleşen çarpışmalarda açılarak sürücü ve/veya
yolcuların yaralanmasını engeller. Hava yastıklı araçlarda, aracın
içindeki hava yastıklarının adedi ve konumuna göre, çeşitli sensörler
bulunur. Ortalama 30 km/s ve üzerindeki çarpışmalarda, çarpmanın
geldiği yöne göre hava yastıkları saliselerle ölçülen sürelerde açılır
ve araç içindekileri olası yaralanmalardan korur.
HAVALI FREN SİSTEMİ : Havalı fren sistemlerinde, hava tankı içindeki
sıkıştırılmış hava frenlemede kullanılır. Hava kanallarının içinden
geçen sıkıştırılmış hava, 100 psi'ye kadar basınç sağlayarak özellikle
büyük hacimli araçları frenlemede etki sağlar.
HC : Hidrokarbonlarin kimyasal kisaltmasidir. Atik gaz bulunmasi istenmez, bu yuzden katalizatorde temizlenmesi gerekir.
HDC : Hill Descent Control (Yokuş İniş Kontrolü) kelimelerinin
kısaltılmışı olan ve genellikle 4*4 araçların donanımında bulunan HDC,
yokuş aşağı inerken aracı belirli bir hızda sabitlemeyi sağlar. Böylece
araç fren pedalı kullanılmasına gerek kalmaadn uzun yokuş aşağı yolları
güvenle katedebilir.
HDI : High Pressure Direct Injection (Yüksek Basınçlı Direkt
Enjeksiyon) kelimelerinin kısaltılmışı olan HDI, common rail
teknolojisini kullanan dizel motorlar için Peugeot Citroen grubunun
Ford ile ortaklaşa geliştirdiği, daha etkin yakıt kullanımı ve daha az
emisyon sağlayan motor çeşididir.
HIBRID (HYBRID) : Bünyesinde iki ayrı kareket ettirici gücü barındıran
araçlara verilen ad olan hibrid, daha çok üzerinde içten yanmalı bir
motorla elektrikli başka bir motor bulunan araçlar için kullanılan bir
terimdir. Elektrik motoru gücünü bataryalardan alırken, içten yanmalı
motor dizel ya da benzin yakar. Hibrid araçlar belirli hızlara kadar
elektrik motoru kullanırken belirli bir hızdan sonra daha fazla güç
üreten benzinli ya da dizel motoru harekete geçirirler. Hibrid araçlar
bu özellikleri dolayısıyla daha az yakıt tüketirken çevreye de daha az
zaarlo gaz ve partikül yayarlar.
HYDROPNOMATİK : Karoserde çelik kollu süspansiyonlar yerine hidrolik
kollarin kullanılması. Sadece Citroen tarafından kullanılmaktadır.
HİDROLİK DİREKSİYON : Az bir kuvvetle direksiyonun kolayca çevrilmesini
sağlayan sistem. Sistemin motordan aldığı destekle sağladığı hidrolik
basınç sürücünün direksiyonu kolaylıkla çevirmesine olanak vermektedir.

HILL HOLD CONTROL : Hill Hold Control, yani yokuş tutuş kontorl sistemi
sayesinde, yokuştaki kalkışlarda aracın geriye doğru kayma sı önlenir.
Burada fren sistemi, fren basıncını otomatik olarak sabit bir seviyede
tutar ve sürücünün yeniden gaza basmasına kadar geçen sürede aracın
geriye kayması önlenir.
HUD : (Heads-up Display). İlk olarak savaş uçaklarında kullanılan ve
sürücünün yoldan gözünü ayırmadan araç hakkındaki bilgileri ön camadan
alabilebileceği sistem. Sistem sahip olduğu projektör sayesinde
transparan bir ekrana, yani ön cama gerekli bilgileri yansıtır.

I-DRIVE : BMW tarafından geliştirilen ve otomobillerdeki mevcut çok
sayıdaki kontrol elemanını, orta konsoldaki bir joystick ve daha az
sayıdaki düğmeyle değiştiren bilgisayar ağırlıklı sistem.
IMMOBILIZER : Bir aracın anahtarı kopya edilse dahi ya da anahtarsız
herhangi bir şekilde çalıştırılmaya teşebbüs edilse bile bunu
engelleyen sistem. Immobilizerli araçlarda aracın elektronik beyninin
araç anahtarının içindeki mikro haberleşme aygıtıyla irtibata
geçmesiyle araç çalıştırılabilir.
INÇKÜP (Cubic Inch) : Otomotiv sektöründe motor hacmini ölçmek için
kullanılan inçküp, geçmiş yıllarda Amerika ve İngiltere'de Tercih
edilen bir hacim birimiydi. Günümüzde bu ülkelerde de cc yani kübik
santimetre (cubic centimetre) tercih edilmektedir. 1 inçküp 16.3870641
kübik santimetreye denk gelir.
INTERCOOLER : Intercooler sistemi turbo beslemeli araçlarda kullanılan
bir sistemdir. Turboşarjörde hava sıkışırken aynı zamanda da ısınır.
Aynı koşullar altında sıcak hava, soğuk havadan daha az yoğundur ve
yüksek sıcaklık silindirlerin şarjına negatif etki yapar. Bu yüzden
turboşarjör ve motor arasında bir intercooler kullanılır. İntercooler
silindir şarj süresindeki verimi arttırır. Çünkü sıcaklığı düşürülerek
daha yoğun hale getirilen hava ile yanma için silindirlere daha fazla
oksijen sağlanır. Sonuç olarak daha fazla tork ve daha fazla güç elde
edilir. Silindire giden havanın sıcaklığın düşürülmesi aynı zamanda
silindirin sıkıştırma hareketi sonucunda üretilen sıcaklığı da düşürür,
bunun da çeşitli avantajları vardır. Bu sayede daha yüksek ısıl verim
ve dolayısıyla daha düşük yakıt tüketimi sağlanırken dizel araçlarda
kurum oluşumunu azaltır. Ayrıca benzinli araçlarda vuruntuya meyil
azaltılabilmektedir. Bunun dışında düşük yanma sıcaklığından dolayı
egzoz gazı olarak çıkan azot oksit (NOx) miktarı da azalır.
Intercooler, sıcaklığı düşürme işlemini havayı soğutarak veya ayrı bir
soğutucu devre kullanarak yapar.
ISOFIX : Çeşitli bağlantı noktaları sayesinde arka koltuğa monte edilen
ve bebeklerin ya da küçük yaştaki çocukların yanında birisi olmadan
güvenlice seyahat etmesini sağlayan koltuk tipi.
IŞIK AKIMI : Isik kaynaginin gucunu belirler.

KARE MOTOR : Strok ve silindir çapi esit motorlar.(Opel’in Ecotec’i)
KW : Kilowatt
KATALİTAZÖR : Egzost sisteminin parcalarindan biridir ve atik gazdaki
zararli gazlarin azaltilmasini saglar. Yuksek isiya dayanikli celik
yuvasinin icinde sayisiz monolit doku bulunur. Herbirinde ozel platin
yuzeyler bulunur. Monolitlere alternatif olarak 0.5mm kalinliktaki
metal folye de kullanilabilir.
KLİMA : Buzdolabi gibi calisir; Komprasor araciligi ile gaz maddesi
basinc altina alinir, isinir ve sivilasir, sonra sogutulur.
Buharlastiktan sonra hemen hizla sogutulur. Komprasor motoru icin yakit
tuketimi hafif yukselir.
KOMPRESSOR : Amaci turbo ile aynidir. Fakat gücünü kayis yardimiyla
motordan alir. Hava veya klimada sogutulacak maddeyi sikistiran
pompadir. Jaguar, Mercedes ve diger ureticiler, kompresorleri motor
gucunu arttirmak icin kullanir. Motor da kompresorun calismasi icin
biraz daha fazla yakit tuketir.
KRYOGEN TANK : Eksi 253 dereceye kadar sivi hidrojenin korunmasini
saglar. Cok iyi izole olmasi gerekir, aksi takdirde isi alimi ile yakit
deposu kapasitesinin yuzde 2'si bir gunde kaybolur.

LANMDA SONDAJI : Atik gazdaki oksijen. Katalizatorun uygun calismasi icin onemlidir.
LED : (Ligtht Emitting Diode)LED elektrik akımı verildiğinde ışık saçan
diyot olarak tarif edilebilir. LED günümüzde modern araçların sinyal ve
stop lambalarında kullanılmaktadır. Ampul ile kıyaslandığında çok daha
hızlı reaksiyon vermesi nedeni ile aracı arkadan takip eden sürücünün
frenleme için daha hızlı davranmasına olanak verir.
LEV : (Low Emission Vehicle Standarts)LEV, ABD'nin Kaliforniya
eyaletinde satılacak araçlar için emisyon değerlerini belirleyen
standartlardır. Günümüzde ABD'nin başka eyaletleri tarafından da
uygulanan bu standartlar, 2004 yılından itibaren yerini LEV II
standartlarına bırakmıştır.
LİMİTÖR : Kompansatörle aynı fonksiyona hizmet eden parçadır. Fakat
kompansatörden farkı aracın üzerindeki yükün dikkate alınmamasıdır.
LPG : (Liquified Petroleum Gas) LPG, basınç altında ya da belirli bir
derecenin altında tutularak sıvı halde saklanabilir. Fiyatı benzine
göre ucuz olan LPG'de daha az emisyon üreterek yüksek oktan değerlerine
ulaşılırken, tüketim benzine göre daha fazladır. Günümüzde benzinli
motorlar çeşitli işlemlerle LPG'li sistemlere çevrilebilmektedir.
LSD : (Limited Slip Differential - Sınırlı Kaydırmalı Diferansiyel)
Özellikle virajlarda ve kaygan yolda otomobilin kaymasını önleyen ve
normal diferansiyelden daha gelişmiş bir diferansiyel sistemi olan LSD
standart diferansiyelden farklı olarak hızlanma ve yavaşlamada aracı
kontrol eder.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
BoystaR
Co Admin
Co Admin
BoystaR


Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü Orange13
<b>Cinsiyet</b> Cinsiyet : Erkek
<b>Mesajlar</b> Mesajlar : 274
<b>Nerden</b> Nerden : Adana
Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü Orange15

Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü   Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü Icon_minitimeSalı Mart 02, 2010 6:32 pm

MACPHERSON : MacPherson, helezon yayı ve darbe emicilerin alt traverse
bağlanmasını sağlayan ve günümüzde yaygın olarak kullanılan bir
süspansiyon sistemidir. İlk MacPherson'larda alt traversler yerine
yanal bağ ve anti çapraz stabilizatörler bulunmaktaydı.
MARŞ MOTORU : İçten yanmalı motorlar ister benzin isterse dizel olsun
ilk hareketlerini sağlamak için bir yardıma ihtiyaç duyarlar. Motorun
tork üretebilmesi için önce motorun hareketini engelleyen dirençlerin
yenilmesi için belirli bir momentum oluşturulmasına gerek vardır. Marş
motoru, aracın motora yukarıda bahsedilen ilk hareketini verir. Marş
motoru aküden aldığı elektrik enerjisini elektomanyetizma prensibine
göre mekanik elektriğe çevirir. Oluşturulan bu mekanik enerji ile marş
dişlisi üzerinden motorun volanı döndürülerek ihtiyaç duyulan ilk
hareket sağlanır. MArş motoru üzerindeki marş otomatiği adlı komponent
ise marş dişlisini volana doğru itme ve uzaklaştırma görevlerini yerine
getirirken marş motorunda hareket enerjisi oluşturmak için aküden gelen
gerekli akımı kumanda eder.
MARŞBİYE : Bir aracın karoserinin her iki yanındaki eşiğe verilen ad.
MAZOT FİLTRESİ : Mazot filtreleri,dizel enjeksiyonlu araçlarda yakıtın
içindeki kirliliğin motora zarar vermeden süzülmesini sağlar.
MİKRO FİLTRE : Elekrostatik güç yüklü mikro filtre, havalandırma
sisteminde boyutu 5 mikrona kadar olan polen ve toz parçalarını absorbe
etme özelliğine sahiptir.
MOTOR BOĞULMASI : Enjektördeki ya da karbüratördeki herhangi bir arıza
nedeniyle motora gerektiğinden fazla yakıt gitmesi, hava filtresinin
tıkalı olması, yanlış karbüratör ayarı, jiklenin uzun süre çekili
tutlması gibi birçok nedenden dolayı motora yeterli havanın gitmemesi
nedeniyle yaşanan duruma verilen addır.
MPV : Çok amaçli araç.(Opel Zafira)
MPI : Cok noktali enjeksiyon. En uygun yakit yanmasi saglanir.
MONOKOK : Gövdenin şasi, motor ve süspansiyon sistemiyle birleştirilmiş
haline verilen ad. Monokok gövdeli araçlarda, ağırlık dağılımı ve
dayanıklılık üst seviyelerdedir ve üretim maliyetleri yüksektir.
MOTRONIC : Motronic sistemin amacı, hava ve yakıt beslemesini ve
ateşleme işlemini elektronik olarak sürücünün isteğine uyarlamak ve
optimize etmektir. Yeni sistem L-Jetronic ile elektronik ateşleme
sisteminin birleşiminden oluşmuşturç Bu kumanda şekli önemli teknik
avantaj sağlar. 25 yıl önce Motronic sistemi kullanılmaya başlamadan
önce, yanıcı karışımın oluşumunu ve bujinin ateşleme kıvılcımının
tetiklenmesini mekanik bir düzenek sağlıyordu. Bu düzenek yalnız yüksek
yakıt tüketimine değil, ayrıca yüksek miktarda zararlı emisyonların da
oluşmasına neden oluyordu. Günümüzde ise Motronic sistemi çok sayıdaki
sensörden gelen verilerden yararlanarak her püskürtme ve ateşleme
işlemi için en iyi değerleri hesaplar. Bu hesaplama ve kumanda adımı
dakikada 6binden fazla defa gerçekleşir. Motronic'in çekirdeği, bir
mikro işlemciden ve bellekten oluşan bir elektronik kumanda cihazıdır.
MOZ : Motor oktan sayisi. Farkli bir metot ilede ROZ hesaplanir. Yakitin yakma gucunu verir. MOZ, ROZ'dan biraz daha dusuktur.
MSR : (Motor Schleppmomenten Regelung) MSR modifikasyonu, Otomatik
Stabilite Kontrol Sistemi (ASC) tarafından kontrol bir alt sistem
olarak açıklanabilir. Zeminin gevşek ve kaygan olduğu durumlarda kayma
ve sürüklenme eğilimini kontrol eden bu sistem ancak 20 km/s'nin
üzerindeki hızlarda devreye girer.

NM (NEWTONMETRE) : Newtonmetre birimi, bir nesneyi 1 metre kareket
ettirmek için kaç Newtonluk güce ihtiyaç duyulduğunun ölçümüdür. 1
Newton 100 grama eşittir. Nm motorlu araçlarda tork (döndürme gücü)
birimi olarak kullanılır.
NAVİGASYON SİSTEMİ : Küresel yer belirleme sistemiyle (GPS) entegre
çalışan navigasyon sistemi, bünyesine yüklenmiş harita sayesinde
bulunduğu bölgeyi aracın sürücüsüne tam olarak bildirir. Genellikle
konsolun ortasına yerleştirilen ve büyükçe bir ekrana sahip olan modern
navigasyon sistemlerinde, sürücünün gideceği yeri sisteme girmesi
durumunda en kısa yoldan en hızlı şekilde hedefe ulaşılabilir.
NIGHT VISION : (Gece Görüş Sitemi) Kızılötesi algılayıcılarıyla ya da
ısıyı tespit edebilme yeteneğine sahip kameralı sensörlerle çalışan
Night Vision yani gece görüş sitemi, havanın karanlık olduğu ve
özellikle yolun yeterli aydınlatmaya sahip olmadığı durumlarda,
sürücüleri engellere karşı uyarır. HUD (Heads-Up Display) sayesinde ön
camın hemen altında da yolun gece görüşü kamerasıyla çekişmekte olan
ayrı bir görüntüsü gecikmeksiz olarak sürücüye gösterilir.
NİTRO : Azot-metan (nitromethane) karışımı olan ve yaygın bilinen
adıyla nitro olarak adlandırılan yakıt türü. Esas olarak benzinden daha
az enerji veren nitro, patlamak için daha az havaya ihtiyaç duyduğundan
daha performanslı bir yakıttıt. Her 14.7 birim hava karşılığında ancak
1 birim benzin yakılabilirken, her 1.7 birim hava için 1 birim nitro
yeterlidir. Bu da benzine göre yanma odasına 8 kat fazla yakıt
gönderilebilmesi anlamına gelir. Nitro'nun sonuç olarak sağladığı
avantaj sadece kullanılan yakıtın değişmesiyle ortalama 2.5 kat daha
fazla güç artışıdır.

RADIOPHONE : Tek cihazda birleştirilmiş Car Audio seti ve ahizesiz görüşme düzeneği bulunan mobil telefondur.
RADYATÖR : Isı değişimini gerçekleştiren bir bileşen olan radyatör,
soğutma sistemi suyla sağlanan araçlarda, motordan geçerek ısınan suyu
fanlar vasıtasıyla soğutarak tekrar motora gönderir.
RDS : (Radio Data System) Radyoların FM kanalıyla data transfer
edebilme yeteneğine verilen addır. RDS sayesinde radyo ekranında
kanalın ismi başta olmak üzere çeşitli bilgiler yazılması mümkün
olabilmektedir.
REAL-TIME ÇEKİŞ SİSTEMİ : Çekis normalde ön tekerleklerdedir. Fakat ön
tekerlekler patinaja düserse sistem çekis gücünü otomatik olarak arka
tekerleklerede iletir.(Honda HR-V)
ROKETLEME : (Kickdown) Otomatik vitesli araçlarda, gaz pedalının sonuna
kadar basılmasıyla devreye giren ve daha çok yokuş tırmanışlarında ve
ani hızlanmalarda kullanılan sistem. Roketleme sisteminde, gaza aniden
yüklenildiğinde daha iyi hızlanma sağlamasını veya yokuşun daha rahat
çıkılması için vites bir kademe düşürülür.
REFLEKTÖR : Işık kaynağından (ampulden) gelen ışık huzmelerini yolun
üzerine yansıtan farın içinde yer alan aynadır. Reflektörden yansıyan
ısşık huzmeleri far camından yola dağıldığı gibi, günümüzün daha modern
düz camlı farlarında yol üzerine ışık dağılımı direkt reflektör
üzerinden yapılmaktadır. Bu tip reflektörlere HNS (Homegenous numeric
calculated surface) reflektör denir. Bu tip reflektörlerin yüzeyi
bilgisayar proğramları vasıtası ile çok hassas biçimde hesaplanmıştır.
REZİSTANSLI BUJİ : Parazit filtre rezistanslı bujiler otomobil
üreticileri tarafından orijinal donanımda gittikçe daha fazla tercih
edilmektedir. Önemli avantajları arasında; radyo yayınlarını bozan
daklgaları absorbe etme ve tüm elektronik sistemlerin (örn: ABS, ASR,
ESP) fonksiyonunda yüksek güvenirlilik gelir.
RÖLE : Röle, düşük akımlarla yüksek akımları ileten, durduran veya yönlendiren devre elemanıdır.
ROZ : Research oktan sayisidir ve MOZ gibi yakitin yanma gucunu belirtir.
ROADSTER : Tek kapılı olarak tabir edilen ve sürücü dahil sadece iki
kişi için oturma yeri bulunan üzeri açılabilir motorlu araçlara verilen
ad.
ROTARY MOTOR : (Wankel) Alman mühendis Felix Wankel tarafından icat
edilen bir içten yanlamı motor çeşidi olan Rotary ya da öteki adıyla
Wankel motor, 4 zamanlı motorların emme, sıkıştırma, patlama ve egzos
işlemlerini silindirlerde değil ayrı odacıklarda gerçekleştirir. Klasik
yapıya sahip 4 zamanlı motorlarda patlama odasında gerçekleşen genleşme
etkisi bağlantı çubuklarıyla krank miline iletilip lineer hareket
dairesel harekete çverilerek aracın gitmesini sağlayan güç elde edilmiş
olur. Rotary motorda ise herhangi bir lineer hareket üretilmeden üçgen
şekilli dışbükey rotarların (döneç) oluşturduğu odacıklarda yanma
gerçekleşir. Yanma burada gerçekleştiğinde, rotar aniden dönmeye
başlayarak daha az titreşimle daha yüksek devirlere çıkmasına izin
verir. Rotary motorların geleneksel pistonlu motorlara göre temel
avantajı daha az hacimle daha yüksek devirlere çıkabilmeleridir.
RPM : (Revolutions per Minute) İngilizce dakika başına devir ya da
devir/dakika kelimelerinin kısaltılmışı olan RPM, bir motorun o an bir
dakika içerisinde ortalama kaç devir çevirebildiğini ifade eder.
RULMAN : Devamlı hareket eden iki parça arasındaki sürtünmeyi azaltan parçaya verilen genel ad.

SAE : (Society of Automotive Engineers) Dünya çapında otomotiv
sanayinde görev alan mühendislerin oluşturduğu bir dernek olan SAE
(Otomotiv Mühendisleri Derneği), günümüzde oluşturduğu çeşitli
standartlarıla tanınmaktadır. Bu standartların en bilineni bir beygir
gücü standardı olan HP/SAE'die ve kuzey Amerika'da yaygınlık
kazanmıştır. Ülkemizde ve Avrupa'da ise HP/DIN standardı daha
yaygındır. HP/DIN standardı HP/SAE standardına göre aynı gücü daha
düşük rakamlarla gösterir.
SAHR : (Saab Active Head Restraint) Saab'ın geliştirdiği bir teknoloji
olan ve arkadan çarpmalara karşı kafalıkların daha koruyucu bir
pozisyon almasını sağlayan SAHR sisteminde, arkadan çarpmaları tespit
eden plaka şeklindeki bir dedektörün sayesinde çarpma algılandığı anda
kafalıklar ileri doğru hareket ederek, baş ve boyun kısmının zarar
görme ihtimalini minimuma düşürür.
SANTİMETREKÜP (cc) : (Cubic Centimetre) Motor hacmini ifade etmek için
kullanılan santimetreküp pistonun en üst nokta olan supapların
bulunduğu yerden en alt nokta olan silindirin başlangıcına kadar kat
ettiği mesafeye silindir çapının dahil edilmesiyle ortaya çıkan
rakamdır. Motor hacmini ifade eden diğer bir hacim biçimi inçküptür ve
1000 cc 61 inçkübe eşittir.
SEDAN : 4 kapılı bir karasor şekli olan sedan, C sütunundan itibaren
arkaya doğru çıkıntılı yere paralel olan araçlara verilen genel addır.
SENSÖR : Motorlu taşıtların çeşitli bölümlerinde bulunan elektronik tespit aygıtlarına verilen genel ad.
SELESPEED : Tiptronic’den farki manuel olmasi.Fakat otomatik ve yari otomatik olarakda kullanabiliyor.
SELF-LEVELLING SUSPENSION : Süspansiyon sisteminin içinde bulunan bir
eleman vasıtasıyla, araca yüklenen yüke göre süspansiyon sisteminin
otomatik olarak yüksekliği ayarlamasıdır. Bu sistemde ön ve arkada
yükseklik seviyesi ayrı ayrı ayarlanabilir.
SENTETİK MOTOR YAĞI : İçeriğinde petrol kullanılmayan motor yağlarına
verilen ad. Petrol bazlı olan mineral yağların aksine, sentetik yağlar
kimyasal bazı reaksiyonlarla ortaya çıkarılırlar. Daha yeni teknoloji
olan sentetik yağlar içerikleri sayesinde daha iyi performans
sağlayabilirler.
SETAN : Dizel motorlarda yakıtın yanma kalitesi ölçüsü olarak "setan"
sayısı kullanılır. Setan sayısı ne kadar yükset ie yakıtın kendi
kendine yanmaya meyli o kadar fazladır. Setan sayısı 100 çok kolay
yanan n-heksadekan'ı, setan sayısı 0 ise yavaş yanan metil-naftalini
işaret eder. Modern dizel motorlarda en yararlı çalışma için arzulanan
değer, setan numarasının 50'nin biraz üzerinde olmasıdır.
SERAMİK : Cok hafif bir maddedir. Porsche Turbo ve Mercedes CL 55
AMG'de disk fren malzemesi olarak kullanilir. Avantaji asinmaya karsi
dayanikli olmasi ve 300.000km civarinda omru olmasidir. Ayrica agirligi
yuzde 60 daha azdir ve surus konforunu arttirir.
SIKIŞTIRMA ORANI : Bir silindirin tüm hacminin yanma odasında gidip
gelen pistonun en aşağıda durduğu pozisyonla en yukarıda durduğu
pozisyonun birbirine bölünmesiyle ortaya çıkan orandır. Sıkıştırma
oranlarındaki ikinci sayının her zaman 1 olmasının sebebi ise yukarda
bahsi geçen aralıklardaki (pistonların durumuna göre ortaya çıkan
hacimler) matematiksel olarak anlaşılabilir sayılara indirgenmesidir.
Dizel motorların sıkıştırma oranları dizel yakıtın yapısı sayesinde,
benzinli motorlara göre daha yüksektir.
SIRALI MOTOR : Tüm silindirlerin, silindir bloğunun içerisinde düz bir
sıra şeklinde dizilmesiyle meydana gelen motor şeklidir. Sıralı
motorların alternatifi V motoral olarak görğlebilir.
SİLECEK : Aracın ön camı, arka camı ve farlardaki su, kar ve pislikleri
temizlemek amacıyla kullanılan, bir kol ve kauçuk lastikten oluşan
sistemdir.
SİLİNDİR : Silindir bloğunun içerisinde yer alan, kendi içerisinde
pistonların hareket ettiği ve yanmanın gerçekleştiği, motoru oluşturan
en önemli elemanlardan biridir.
SİLİNDİR BLOĞU : Bir motora dışarıdan ilk bakıldığında görülebilecek en
büyük dökme parça. Motor bloğu olarak da bilinen silindirbloğu,
karterin üst kısmını ve silindirleri içerisinde barındırır.
SİLİNDİR GÖMLEĞİ : Değiştirilebilir bir moto parçası olan silindir
gömşeği, silindirlerin içine yerleştirilir ve tüp şeklinde ince bir
tabakadan oluşur. Silindirleri tamamen kaplayan silindir gömleğinin
kullanılma amacı silindirlerin aşınmasını önlemek ve gömlekler aşındığı
taktirde yenisini yerleştirmektir.
SİLİNDİR KAFASI : Silindir bloğunun üst kısmında bulunan demonte
edilebilir bir parça olan silindir kafası, birçok durumda supapları da
üzerinde barındırarark yanma odasının bir kısmını oluşturabilir.
Motorun soğutulması ve yağlanması için gerekli su ve yağ giriş
çıkışlarını da içerisinde barındıran silindir kafasının üstünde aynı
zamanda bujiler de bulunmaktadır.
SLS : Otomobilin yüksekligini otomatik olarak ayarlayan sistem.(Off Road araçlarda kullaniliyor)
SOFT-STOP : Soft-Stop olarak tabir edilen yumuşak durma sisteminde araç
durmadan az önce fren basıncı otomatik olarak sistm tarafından
düşürülerek sarsıntısız bir durma mümkün olmaktadır.
SOFT-TOP : Üstü açılabilir otomobillerde üst kısmın yalnızca kumaşla ya
da kumaş ağırlıklı olmak üzere kumaş-metal karışımıyla kaplı olmasıdır.

SPACEFRAME : Audi'nin A8 ve A2'de kullandigi aluminyum yuruyen
aksamidir. Dokum ve kaynak hafif alasim parcalar aluminyumla
birlestiriliyor. Kapilar ve tamponlar normal celik yapilar gibi
vidalaniyor. Spaceframe karoserin, celik karosere karsi yuzde 40'lik
agirlik avantaji bulunuyor. Dezavantaji ise kaza sonrasindaki pahali
tamir masraflari.
SOHC : Üstten tek egsantrikli motor
SPOYLER : Bazı araçların önde tampon altına doğru uzayan ya da bagajın
hemen üstünde bulunan, esas amacı aerodinamiği sağlamak olan eleman.
SPOYLERLİ SİLECEK : Silecek süpürgesinin üzerine monte edilmiş olan
parça, yüzey alanını arttırır ve karşı yönden gelen rüzgar, araç
hızlandıkça sileceği aracın ön camına daha çok bastırı. Böylece
sileceklerin yüksek araç hızlarında da cam yüzeyine tam olarak
oturmasını ve silme kalitesinin korunmasını sağlar.
SPYDER : 1900'lerin başında iki koltuklu hafif yapılı motorlu taşıtlara
verilen ad. 1950'lerde İtalyan üreticiler tarafından yeniden
kullanılmaya başlayan bu deyim, üstü açık 2 kişilik spor araçlara
verilen adlardan biri oldu.
SRS : Ek güvenlik sistemi havayastigi/emniyet kemer gergisi.
STABİLİZATÖR : Bir aracın yolcu kabininde meydana gelebilecek
sallantıların en hafif şekilde hissedilmesini sağlayan komponentlerin
tümüne verilen ad.
STEER BY WIRE : Hidrolik direksiyon sistmelerinin, beygir gücünden ve
dolayısıyla benzinden çalmasının aksine steer by wire sistemlerinde
mekanik bağlantı tamamen ortadan kalkıyor. Elektronik steer by wire
sistemlerinin çalışma prensibi tamamen bilgisayar oyunlarındaki gibi
gerçekleşiyor ve sürücünün direksiyona verdiği komutlara göre
elektronik beyin kendine bağlı küçük bir motor vasıtasıyla tekerlekleri
yönlendiriyor.
STOP & GO : Stop & Go denilen dur-kalk fonksiyonu, Adaptive
Cruise Control (ACC) mesafe kontrol sisteminin bir eklentisidir. Bu
sistem, yakın mesafe sensörlerinin sağladığı verileri değerlendirerek
otomatik olarak araç durana kadar fren yapabilir ve daha sonra, trafik
yoğunluğunun izin verdiği ölçüde sürücünün müdahalesine gerek kalmadan
aracı yeniden hızlandırabilir. Bu fonksiyon, özellikle yoğun trafikte
sürücüye büyük bir kolaylık sağlamanın yanı sıra bir güvenlik unsuru
olarak da önem kazanmaktadır.
STROK : Pistonun silindirde en alt seviyeden en üst seviyeye kadar kat ettiği mesafeye verilen ad.
SUPER SELECT : Tekerlek çekisini ihtiyaca göre ayarlayan sistem. Bu
sistemde çekis 4 sekilde oluyor.1) Sadece arka tekerleklerden >Ön ve
arka tekerlekler arasinda dagilim > Ön ve arka tekerlekler arasinda
esit dagilim >4) Arazi sanzimaniyla devreye giren klasik dört
tekerlekten çekis.
SUSTURUCU : Atık gazların çıktığı egzoz borusunun hemen önünde
konumlandırılan susturucu, adından da anlaşılacağı gibi egzozo
borusunda oluşan gürültü seviyesinin azaltılmasına yardımcı olur.
SUV : Station ve vanların özelliklerini bünyesinde barındıran ve çok
amaçlı kullanıma uygun, çoğunlula 4 tekerlekten çekişli, hafif arazi
koşullarına uygun dizayn edilmiş, asfaltta da otomobilleri aratmayan
sürüş özellikleri sunan araçlardır.
SÜRTÜNME KATSAYISI : Daha yüksek hızlara ulaşmada ve yakıt ekonomisinde
çok önemli bir yere sahip olan sürtünme katsayısı, aracın dizaynıyla
direkt olarak ilgilidir. Araç dizaynından başka spoyler vb. ek parçalar
yardımıyla da sürtünme katsayısı düşürülebilir. Sürtünme katsayısının
ölçülmesinde rüzgar tünelleri kullanılır. Bir aracın sürtünme katsayısı
ne kadar düşükse aracın hızlanma değerlerine ve yakıt tüketimine o
denli katkıta bulunulur.
SÜSPANSİYON : Yoldan ve sürüşten kaynaklanan şokları emmeye yarayan
elemanlardan oluşan süspansiyon sistemi içerisinde, amortisörler,
tırsiyon çubukları vb parçalar bulunur.

TAS(Travel Assist System) : Bu sistem bagli oldugu GSM hatti sayesinde kaza aninda otomatik olarak s.o.s gönderiyor.
TCS(ASR-ETC) : Patinaj (çekiş) kontrol sistemi.
TDI : Turbo Dizel Enjeksiyon.
TIPTRONIC : Sanziman ister otomatik ister manuel olarak kullanabiliyor.
TPC : Elektronik lastik basinç kontrolu.
TURBO : Motor’a daha fazla hava girmesini saglayan sistem. Gücünü egsoz gazindan alir.
TWIN SPARK : Silindir basina 2 adet buji.

Vanos : Bmw’nin degisken zamanli subap kontrol sistemli motoru.
VTEC : Honda’nin “degisken zamanli egsantrik mili kontrol sistemli” motoruna verdigi isim.
VVT-I : Toyota’nin “degisken zamanli subap kontrol sistemli” motoruna verdigi isim.

Wankel (Rotary) Motor : Diger motorlardan farki tek silindirli olmasi

Yakit Hucreli Motor : Hidrojenin oksijenle tepkimeye girmesiyle elde
edilen elektrigin elektrik motoru yardimiyla harakete dönüstürülmesi.
Yagmur Sensoru : Optik sensorler, on camin islandigini belirtir ve cam
silecekleri calismaya baslar. Bu sirada varsa acilir tavanda kapanir
Yari Otomatik Sanziman : Debriyaj pedalinin olmadigi sanzimandir. Bu
gorevi elektronik veya hidrolik pedal yapar, Gunumuzde bircok uretici
bu sistemi kullaniyor. En son gelisimi ise Opel corsa'da kullanilan
elektronik system Easytronik.
Yukleme basinci : Bir turbo motorun havayi yanma odasina gangi basincla
ittirdigini belirtir. Basinc ne kadar fazla ise, silindire o kadar
fazla oksijen ve yakit gider. Guc de ayni oranda artar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Araçlarla İlgili Terimler Sözlüğü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tıp Terimleri Sözlüğü
» Kozmetik Sözlüğü
» A 'dan Z 'ye Şifalı Bitkiler Sözlüğü ve Faydaları
» Overclock İle İlgili Faydalı Program Ve Araçlar
» Kablo internet İle ilgili Bazı Bilgiler..

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TeknoDesign Forum | Download | Program | Crack | Full :: Genel Konular :: Motorlu Araçlar-
Buraya geçin: